ŞİİR
BAHÇESİ

 ŞİİR; ANLATMANIN EN KESTİRME YOLUDUR!

  ANA SAYFAYA   

ANILAR    KARİKATÜRLER   KONUK ODASI   GÖRÜŞLER

Sayfa-2  3 
*Uykudaki Dev
*Gülerse çocuktur çocuklar
*Gönül bahçemin eşsiz çiçeği
*Toprağa bir kızılok düştü
*Bıçak kemiğe değmesin
*Bozuk pusulam
*Gözlerin gönlüme doğmasaydı

UYKUDAKİ DEV
Sen ellerinle sundun bana
Sevgi dolu yüreğini.
Almayan ellerim utansın.
"Seni seviyorum" Dedin;
Usanmadan sevdiğini söyledin.
"Ben de seviyorum"
Demeyen dillerim utansın.

Gözlerim utansın,
Gözlerine bakamadım.
Dizlerim utansın
Önünde diz çökemedim.
İçime gömdüm
Binlerce "Seni seviyorum"u.
Sana içimi dökemedim.
Yüzlerce kez bu yüreği söküp
Atmak istedim ayaklarının dibine
Cesaret edip sökemedim.

Şimdi ben sana sunuyorum
Yorgun yüreğimi.
İster vur yere dağılsın
Ya da koy yüreğinin yanına,
Tutuşsun, içinde küllenen kor.
Tutuşsun, alev alev yansın.
Yıllardan sonra
Uykudaki dev uyansın.


BAŞA DÖN


GÜLERSE ÇOCUKTUR ÇOCUKLAR


Gökkuşağından renkli düşler
Dilerse çocuktur çocuklar.
Yapıp boyundan büyük işler
Gülerse çocuktur çocuklar.

Dondurması düşünce yere,
Gözyaşları sanki bir dere,
Verilen küçük bir şekere
Gülerse çocuktur çocuklar.

Sevdiği yemekler pişince,
Balonu kocaman şişince,
Yere bembeyaz kar düşünce
Gülerse çocuktur çocuklar.

Bebeğinin kolu kopunca,
Mamasını kedi kapınca,
Annesi okşayıp öpünce
Gülerse çocuktur çocuklar.

Arkadaş olunca biriyle,
Onu kucaklar özveriyle,
Ağlarken yaşlı gözleriyle
Gülerse çocuktur çocuklar.


BAŞA DÖN


GÖNÜL BAHÇEMİN EŞSİZ ÇİÇEĞİ

Senin gözlerin yıldızlardan yapılmış.
Onun için böyle aydınlık bakıyor.
Göğüs kafesinde çarpan yürek
Güneş gibi sımsıcak
Sevdikçe duygularımı yakıyor.

Senin saçların
Başaklardan yapılmış; sapsarı
Rüzgarda savruldukça yaz kokuyor.
Sabah çiyi inciler dizmiş tellerine
Taradıkça omuzlarına akıyor.

Yanakların,
Öğle güneşinde gül goncası
Kokluyorum, doyamıyorum.
Dudakların,
Akşam kızıllığında tomurcuk karanfil
Öpmek geliyor içimden,
Kıyamıyorum.
Sen gönül bahçemin eşsiz çiçeği
Artık gizleyemem
Herkes bilsin bu gerçeği;
Seni seviyorum
!
Seni seviyorum!


BAŞA DÖN


TOPRAĞA BİR KIZILOK DÜŞTÜ

Toprağa bir kızılok düştü.
Veysel'in sadık yari kara toprak
Onu bağrına bastı sımsıcak.

Güneş damlar içine
Kumsala uzanmış genç kızların,
Benim içime hüzün damlar.
Bu zamanda sanatçı çok, adam çok;
Ama zor gelir bu dünyaya
Adam gibi adamlar.
Ve çok zor gelir senin gibiler
Sevgili Fikret Kızılok.

Ayrıldın aramızdan
Bırakıp yaşlı gözle bizi.
Gözlerin gardiyan olsun
Gittiğin yerden gözle bizi.

Aşk mahpushanesinde
Mahkum olmak isterdim;
Anlayabilmek için senin duygularını.
Sevgi denizlerinde aşka dalmak isterdim;
Bir yana bırakıp dünya kaygılarını.

Şimdi oralarda aheste yaşayacaksın,
Tasadan kaygıdan uzak.
Ne bu kalpler unutur seni,
Ne bu diller, gönüller unutacak.

Ayrıldın aramızdan,
Bırakıp yaşlı gözle bizi
Gözlerin gardiyan olsun
Gittiğin yerden gözle bizi.


BAŞA DÖN


BIÇAK KEMİĞE DEĞMESİN!

Üzmeyin, ağlamasın ülkemin insanı,
Mutlu olmak hakkıdır elbet herkesin.
Söyleyin var mı bunun haklı bir yanı
Biri aç yatıp kalkarken biri hep yesin.

Bile bile eğitilmedi, cahil kaldı,
Kendinden başkasına güvenmez oldu.
Yaşam için her biri ayrı bir yol buldu.
Sabır sabır da bıçak kemiğe değmesin!

Kiminin işi gücü paradır hep para,
Bu ne hırstır, yürekleri olmuş kapkara.
Yaşamayı zehir ettiler insanlara,
Sabır sabır da bıçak kemiğe değmesin!

İlki zor bitirmiştir, bilmez orta, lise.
Oy verir, vekil seçer, gönderir meclise.
 Eğer vekil halkın derdini bilmez ise...
Sabır sabır da bıçak kemiğe değmesin!

Yağmur altında ıslanmış toprak tozlaşmaz.
Soyludur ülkemin insanı kolay yozlaşmaz.
Azı az bilir, kararı karar, sızlaşmaz.
Sabır sabır da bıçak kemiğe değmesin!

Halil kardeş ! Anlayan anlamıştır, yeter.
Kokar bataklıkta bile çiçekler biter.
Yangın başlamışsa er geç dumanlar tüter.
Sabır sabır da bıçak kemiğe değmesin!


BAŞA DÖN


BOZUK PUSULAM

Ben girmeye çalıştıkça balam,
Sen gönül kapını kapıyorsun.
Ben sana aşığım sırılsıklam,
Sen başkasına tapıyorsun.

Benim çilemin dolacağı yok.
Kimsenin çare bulacağı yok.
Ellere bir şey olacağı yok.
Ne yaparsan bana yapıyorsun.

Hem gurbetimsin hem sılam,
Ne haber yollarsın ne bir selam.
Yer yön bilmeyen bozuk pusulam,
Her gün başka yöne sapıyorsun.


BAŞA DÖN


GÖZLERİN GÖNLÜME DOĞMASAYDI

Yüreğim kurumuş bir göl olurdu,
Üstüne bu sevgin yağmasaydı yar.
Sararıp solardı, bir çöl olurdu,
Gözlerin gönlüme doğmasaydı yar.

Yaseni unutup yürüyecektim,
Ya da özleminle eriyecektim.
Sevgisiz kuruyup çürüyecektim;
Gözlerin gönlüme doğmasaydı yar.

Baharı yaşayıp yazı görmeden,
Sıcacık bir kalbe bir kez girmeden,
Gidiyordum sana haber vermeden,
Gözlerin gönlüme doğmasaydı yar.

Çiçeksiz meyvesiz ağaç olurdum,
Gereksiz yararsız ilaç olurdum,
Bir mumluk ışığa muhtaç olurdum,
Gözlerin gönlüme doğmasaydı yar.

BAŞA DÖN

 
  ANA SAYFAYA    ANILAR    KARİKATÜRLER   KONUK ODASI    GÖRÜŞLER  ÇANAKKALE        Sayfa-2  3