KONUK ODASI |
EY Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk istiklalini,Türk cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
ATATÜRK |
ANA
SAYFAYA |
|
|
İlk konuğum; örnek
aldığım, ilham aldığım büyük önderimiz özel insan ATATÜRK |
|
|
* 1881 yılında Selanik'te pembe boyalı
bir evde doğdu.Babası Ali Rıza Efendi, annesi
Zübeyde
Hanım.İlk olarak annesinin isteği ile mahalle mektebine
yazıldı, sonra babasının istediği Şemsi Efendi İlkokulu'na
kayıt ettirildi.Belki de bu değişiklik onun yaşamını
değiştiren en önemli olaydır.
Çünkü Şemsi Efendi ilkokulu çağdaş yöntemlerle eğitim
vermektedir.Küçük yaşta babasını yitirir.Asker olmaya karar
verir.Artık kendi kararlarını kendisi vermektedir.Ancak
çok sevdiği annesini hiçbir zaman kırmaz.
*Atatürk daha çocukluk yaşlarında sergilediği farklı
kişiliği ile ileride tüm dünyanın saydığı ve sevdiği bir
kişi olacağının ip uçlarını vermektedir.Arkadaş gruplarında
o hep öndedir, hep önderdir.Oyun kurucudur. Oyunları
yönlendiricidir.Çok zekidir.Ancak Onun zekası işlek ve kıvrak
bir zekadır. İçinde bulunduğu durumu çok çabuk kavrayan, doğru
kararlar veren ve en zor durumlarda bile çözümler üretebilen
bir zekaya sahiptir. İleride gerek savaşlarda gerekse ekonomik
ve sosyal alanlarda yaptığı işlerde bunun örneklerini bol
bol göstermiştir.
*Atatürk çok etkileyici bir kişiliğe sahiptir.Gerek
davranışları gerekse konuşmakları ile karşısındakini çok çabuk
etkilemekte ve ona düşüncelerini kolayca kabul ettirebilmektedir.
ATATÜRK İÇİN KİM NE DEDİ:
*2000 yıllık geçmişe sahip bir ulusun son yüzyıllık tarihinde tanıdığı birine "ATATÜRK"adını vermesi çok anlamlıdır.
Halil ÖZÇELİK
*Değer bilen ve büyük insanlar yetiştiren ulusumuzun yüreğinde "ATATÜRK" adı, sevgi ve saygı içinde sonsuza kadar yaşayacaktır. En Yakın Arkadaşı: İsmet İNÖNÜ
*Her sınıf halkın O'nun arkasından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahramana ve modern Türkiye'nin ATA'sına layık bir görünümden başka bir şey değildir. İngiliz Başbakanı Sir Winston CHURCHİLL
|
|
|
*Ata'nın Sanata Bakış Açısı
Atatürk, sanatın her türünün ülkemizde yaygınlaşması
için büyük çabalar göstermiştir. İlk gençlik yıllarında kendisi de şiirler yazmıştır. Ancak daha sonraları Özgürlük ve
bağımsızlık düşünceleri ağır basınca ülkenin kurtuluşu için kafa yormaktan sanatla doğrudan uğraşmaya fırsat bulamamış.
Fakat sanatı ve sanatçıyı her zaman takdir etmesini bilmiştir. "Siz mühendis olabilirsiniz, doktor olabilirsiniz, hatta
cumhurbaşkanı olabilirsiniz fakat sanatçı olamazsınız." sözüyle bu düşüncesini çok güzel anlatmıştır.
Cumhuriyeti kurduktan sonra yurt çapında yaptırdığı bir
araştırma ile yetenekli gençleri buldurup onları burslu olarak İngiltere, Fransa gibi ülkelere göndererek sanatçı olmalarını
sağlamıştır. Bu gençler oralarda yetiştikten sonra yurda dönerek resim, müzik, seramik, heykel gibi sanat alanlarında
hem güzel eserler verdiler, hem de sanatın gelişmesine katkıda bulundular. Atatürk'ün yakın çevresi canlarını hiç
çekinmeden ona verecek kadar bağlı fakat sanattan anlamayan kültür birikimleri olmayan insanlardan oluşuyordu. İşte böyle
bir ortamda bile o yılmadan, usanmadan çevresini sanata alıştırmak için sık sık konserlere opera ve balelere gider
çevresindekileri de götürürdü. Ata'nın dostları ile yediği akşam yemekleri tam bir sanat, kültür eğitimi verilen bir
okul gibiydi. O her yemekte ortaya bir konu atar ve bunun tartışılmasını sağlardı. Herkesi sabırla dinlerdi ve herkesin
görüşlerin ve saygı gösterirdi. Ama en sonunda herkese ders veren konuşmasıyla konuyu noktalardı.
|
|
|
İkinci Konuğum; Çanakkale'nin
gururu:
Teoman ALPAY
|
|
|
|
Ödülleri:
"Nasıl Geçti
Habersiz" (1971)
"Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar" (1971)
"At Kadehi Elinden"(1974) |
Teoman ALPAY;
Yaşayan bestecilerimizin en büyüklerinden
biri.
Bir Türk olarak tüm bestecilerimizle, ama bir
Çanakkale'li olarak Teoman ALPAY
ile gurur duyuyoruz.
Ali Teoman ALPAY 1933 yılında Çanakkale'
de doğdu. Zehra Hanım ile Ahmet Bey'in oğludur.
1959 yılında Ankara Devlet Konservatuarını
bitirdikten sonra girdiği ud sınavını kazanarak
Ankara Radyosu'nda ud sanatçısı olarak
çalışmaya başladı. 1954 yılında girdiği Basın
Yayın Genel Müdürlüğü Radyo Dairesi'nde
tanıştığı Sebahat Hanım ile evliliğinden iki
çocukları oldu.(Kızları Zerrin ile Oğulları Bora)
İkinci eşi Ruhsar Hanım'dır. Teoman ALPAY
1960 ihtilalinden sonra 7 ay Erzurum Radyosu
müdürlüğünü yürüttü. Daha sonra bir süre
İstanbul'da ud sanatçısı olarak çalıştı. Metin
Bükey ile "Televizyon Plak" adlı şirketi kurdu.
Çanakkale Devlet Su İşlerinde çalışarak emekli
olmuştur. Halen Çanakkale'de yaşamaktadır.
|
Sanatı
:
12
yaşında müziğe başlayan Teoman ALPAY
Selahaddin Pınar, Ahmet Adnan Saygun,
Ulvi Cemal Ekin ve Hikmet Şimşek gibi
Türk Müziğinin dev ustalarından
dersler aldı.
İlk bestesi "Sen gittin gideli ruhuma hep
gözyaşı doldu" adlı eserdir. Daha sonra
her biri birbirinden güzel 80 kadar beste yaptı.
Bunlardan yalnızca iki tanesi saz eseridir.
(Hicazkar ve acemaşiran saz semaileri)
Bestelerinden bir kısmı TRT repertuarındadır.
Ancak bazılarına ulaşılamamıştır. Kendisi ud
ve piyano çalmaktadır.
Teoman ALPAY zor beste yapan bir
sanatçıdır. Çünkü çok titizdir.Basit notalardan
çok değişik ve ilginç ezgiler elde etmiştir.
Büyük besteci Selahaddin Pınar onun için "Türk
Müziği ile Batı müziği arasında bir köprüdür"
demiştir. Teoman ALPAY duyguları ile yalnız
kaldığında ancak kendini besteye verebilmektedir.
Üzerinde çalıştığı eseri aylarca inceledikten
ve yaptığı makamın bütün özelliklerini bu esere
yansıttıktan sonra besteyi bitirir. Teoman
ALPAY her zaman düzeyli, para kaygısı taşımayan,
taklitten uzak besteler yapmıştır. |
Eserleri:
Teoman
ALPAY'ın en çok eser verdiği makamlar
Nihavend(16 şarkı,1 fantezi,1 çocuk şarkısı),
Hüzzam(12 şarkı), Muhayyerkürdi(8 şarkı) ve
Hicaz(7şarkı) makamıdır. Ayrıca Acemkürdi,
Küdilihicazkar, Segah ve Rast makamlarını da
kullanmıştır. Bu eserlerinde en çok Semai(21
eser), Düyek(19 eser), Sofyan(11 eser) aksak
(4 eser) usullerini kullanmıştır.
Eserlerine Örnekler:
*"Nasıl Geçti Habersiz"
*"Böyle mi Esecekti Son Günümde Bu Rüzgar"
*"Kalbimi Kıra Kıra"
*Sevmekten Kim Usanır"
*"Buruk Acı"
*"Bahar Geldi Gül Açıldı"
*"Gökyüzünde Yalnız Gezen Yıldızlar"
*"Tez Geçse De Her Sevgide "
*"Kadın"
*"Kıskanırım Seni Ben"(Bakınız)
"Samanyolu"(Bakınız) |
|
|
Teoman Alpay, Avukatı ve
yakın dostu İbrahim ENGİN ve Ateş Böceği Ercan ile |
|
Başa Dön
|
Sanat Yaşamımda ayrı
bir yeri olan ülkemizde bir karikatür ekolü yaratan
Oğuz ARAL |
|
|
|
|
Oğuz ARAL 1936'da İstanbul Silivri'de doğdu. Karikatüre çok genç
yaşta başladı. İlk yapıtları 1950'de Hafta
dergisinde yayımlandı. Hem çalıştı
hem eğitimini sürdürdü. Üç yıl Devlet Güzel Sanatlar
Akademisinde okudu. Hemen her mizah dergisinde yapıtları yayımlandı.
Kardeşi Tekin ARAL ve bir grup arkadaşı
ile bir reklam şirketi kurdu ve dört çizgi film yaptı.Bunlar Koca
Yusuf, Bu Şehr-i Stanbul, Direklerarası,Ağustos Böceği ile Karınca'dır.
Ant dergisinde "Bir Haftalık Öfke" başlığı altında
karikatürler yayımladı. 1960'ların sonuna doğru günlük bir
gazete için "Gırgır" adlı bir mizah köşesi hazırlamaya
başladı. 1972'de Gırgır ayrı bir dergi olarak yayımlanmaya başladı.
Kısa sürede dünyanın en başarılı mizah dergileri arasına
girdi.
Oğuz ARAL 1950'lerde başlayan çizgi ile
mizah yapma anlayışının karikatürcülerindendir. 1960'lrın
sonlarına doğru Türk Halkının sözlü mizah anlayışını da içine
alan bir akımın öncülüğünü yaptı. Böylece yeni bir çizer
kuşağı doğdu. Oğuz ARAL Gırgır dergisinde genç çizerlere ve
karikatüre meraklı gençlere "Çiçeği Burnunda Karikatürcüler"
köşesini ayırdı ve her hafta bir gün bu gençlerin çalışmalarını
değerlendirip onlara yol gösterdi. Onun bu çalışmaları sonucu
pek çok yeni çizer yetişti. Daha sonraki (80'li ve 90'lı )yıllarda
Türk Mizah dergilerinde hem sayısal anlamda hem nitelik
olarak bir patlanma yaşandı.
Oğuz ARAL mizahta halkın günlük çelişkilerini
yakalayıp işlemiş ve gerekenden fazlasını vermeyen bir yalınlık
içinde fakat kıpır kıpır bir hareketlilik içinde çizmiştir
karikatürlerini. O çok yönlü bir sanatçıdır. Tiyatro ile de
iligilenmiştir. Usta bir "pandomimci"dir. 1960'tan 1964'e
kadar "Sözsüz Oyun" adlı bir tiyatro grubu ile çeşitli
illeri dolaşıp gösteriler yapmıştır. Daha sonraları
tiyatroculuğunu öğretmenlik düzeyinde sürdürmüştür. Müzikle
de uğraşmıştır. Çok güzel tambur çalar. Pek çok çizgi
roman yaratmıştır. "Hayk Mammer", "Köstebek Hüsnü",
"Hafiyesi Mahmut", Vites Mahmut" ve "Utanmaz
adam Şeref Haktanır" en bilinen çizgi roman karakterleridir.
Oğuz ARAL'ın en beğenilen çizgi roman tipi "Avanak Avni"
olmuştur. |
|
|
|